SÖYLEŞİ
Uzm. Kl. Psk. Merve Kırna

Uzm. Kl. Psk. Merve Kırna'ya Koronavirüs salgını sürecinde artan OKB ve Anksiyete şikayetlerini sorduk.

Cevaplarına göz atmak ister misiniz?

Uzm. Kl. Psk. Merve Kırna - Profil

Uzm. Kl. Psk. Merve Kırna

Merve Kırna ilk, orta ve lise eğitimini İstanbul’da tamamlamıştır. Üniversite eğitimini İstanbul Arel Üniversitesi Psikoloji bölümünde 2013 yılında tamamlamış olup lisans eğitimi sırasında birçok onur ve yüksek onur belgesi alarak bölümünü iyi bir derece ile bitirmiştir. Obsesif-kompulsif bozukluk, stres, yaygın anksiyete bozukluğu gibi alanlarda çalışmalarını sürdürmektedir. Online Danışmanlık vermektedir.

Profile Git >>

Koronavirüs salgınını yaşadığımız bu dönemde bize kişisel deneyiminizden bahseder misiniz? Hayatınızda neler değişti ve bu değişime nasıl ayak uydurmaya çalışıyorsunuz?

Tüm dünyayı derinden etkileyen koronavirüs durumu herkes gibi bizleri de etkiledi. En büyük değişim; tüm dünyada olduğu gibi evde kalmamız gerektiği şu günlerde sosyal izolasyona önem vermek, mümkün olduğunca evden çıkmamanın yanı sıra psikoterapi çalışmalarımıza evden online olarak devam etmeye başlamak oldu. Yaşanan bu değişimi eğer kriz olarak görseydim muhtemelen ayak uydurmam oldukça zor olacaktı, öncelikle var olan durumu kabullenip koronanın hayatıma olumlu yansıyabilecek fırsatlarını keşfetmeye, kişisel gelişimime yatırım yaparak var olan olumsuz durumu avantaja çevirmeye çalışıyorum.

Koronavirüs salgını sürecinde OKB ve Anksiyete rahatsızlıklarla ilgili şikayetlerde artış olduğu söyleniyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bilinmemezlik duygusu kaygı ve korkuyu arttıran en önemli etkenlerden biridir. Koronavirüs durumunda da belirsizliğin hakim olması, ne zaman biteceğinin bilinmemesi, henüz tam birtedavisinin bulunmaması, kimden nasıl buluşacağının belirsizliği kişilerde yoğun bir kaygıya neden olabilmektedir. Bu süreçte var olan anksiyete ve okb durumlarının koronavirüs ile tetiklenerek artmış olduğu gözlemlenmektedir.

 

Uzm. Kl. Psk. Merve Kırna

Halihazırda OKB ve anksiyete şikayetleri olan kişilerin nelere dikkat etmeleri gerekir?

Öncelikle; asılsız haber kaynaklarından, sosyal medyadan mümkün olduğunca uzak durmak, en doğru ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinmeye özen göstermek gerekmektedir. Gerekirse sosyal medyadan girdiğiniz haber kaynaklarını kısıtlayın.

Gün içinde haber kaynaklarında çok fazla zaman geçirmemeye özen gösterin, belli zaman aralıklarında gündemi takip edin. Gün içinde sürekli haber kaynaklarını takip etmeniz ve bu sürecin takıntılı bir hal alması olumsuz ruh hali oluşturmak ile birlikte var olan kaygı durumunu da arttıracaktır.

Aklınıza gelen olumsuz, abartılı düşüncelerin zihninizin ürettiği düşünceler olduğu ve gerçeği yansıtmadığını kabul edin. Olumsuz düşünceler, olumsuz duygulara; olumsuz duygular ise, olumsuz davranışlara yol açmaktadır. Bu yüzden kaygının yönettiği bir davranışı durdurabilmek ve kontrol altına alabilmek için öncelikle zihninize gelen olumsuz, abartılı düşünceleri değiştirmeniz gerektiğini unutmayın.

Sosyal iletişime önem verin. Gün içinde sevdiklerinizle online görüşmeler yapın, gündem harici sevdiğiniz işler ile uğraşın. Yeni hobiler edinin, zihninizi gündem dışı şeyler ile meşgul edin.

OKB ve anksiyete rahatsızlıkları salgın sürecinin sonunda hemen normale döner mi yoksa nasıl bir süreç olmalı?

İnsanoğlu yaşanan her duruma alışmaktadır. Koronavirüs sürecinin bitiminde herkesin yaşayabileceği gibi belli miktarda kaygının, kontrolün, güvenlik önlemlerinin devam etmesi, belli bir süre içinde ise uyum ve alışmanın gerçekleşmesi ile eski hayatlarımıza dönebilmemiz beklenmektedir.  Belli süre içinde değişime ayak uyduramama durumunda yaşanan kaygının devam etmesi kişinin hayatını da olumsuz etkileyeceği, sosyal uyumunu bozacağı için bir uzmandan destek alması önemlidir. 

Bu süreçte özellikle tetikleyici faktörler nelerdir?

Bu süreçte en büyük tetikleyici unsur belirsizlik, bilinmemezlik ve kontrol kaybının yarattığı durumlardır.  Belirsizliğin hakim olduğu ve tolere edilemediği süreçte kişi, her an kötü bir şey olacak endişesi yaşamakta ve “tehlike var” olarak durumu algılamaktadır. Bu da var olan kaygı ve okb sürecini tetiklemektedir. Kişi yaşadığı bu endişe durumu ile bedeninde belirti aramakta ve kaygı seviyesi artmaktadır.

Örneğin; Obsesif kompulsif bozukluğa sahip kişiler mikrop kapma endişesini yoğun yaşarken içinde bulunan süreç, durumu daha da tetikleyerek var olan korku ve kaygıyı arttırabilmektedir. Kişiler kontrol edemedikleri stres durumunun yarattığı kaygıyı ritüel haline dönen davranışlar ile gidermeye çalışmaktadır. Yapılan ritüel davranışlar kaygıyı belli bir zaman seviyesi içinde durdursa da tekrarlayan olumsuz düşünce ile birlikte kişi kendini tekrardan o ritüel içinde bulmaktadır.

Tedbir alma anlamında belli bir kaygı durumu yararlı olabilir ama hangi noktadan sonra bunun takıntı olduğu söylenebilir? Mesela günde kaç sefer el yıkamadan sonrası takıntıya girer?

İnsanların, hayatını tehdit eden olaylar ile karşılaşınca kaygı duyması normaldir. Tüm dünyayı etkisi altına alan tehdit edici Koronavirüs durumu da birçok kişide kaygıya yol açtı.

Kaygı; yaşamın bir parçası olmak ile birlikte belli miktarda olması, kişileri tehlikeden korumak ve önlem almak adına koruyan bir sistemdir. Kaygının belli ve yönetilir miktarda olması koruyucu iken, kaygının kontrol altında olmaması ve kaygının kişiyi yönetmesi durumunda ise kontrol edilemez bir durum olmaktadır.

Evde izole bir şekilde günlerini geçiren bir kişinin, gerekli tedbirleri almasına rağmen sürekli ev içinde ellerini yıkaması takıntılı bir hale dönüşebilir. Örneğin; kişi 20 saniye boyunca elini yıkadıktan sonra tekrardan içi rahat etmeyip ya da aklına olumsuz bir düşünce geldiğinde tekrardan arka arkaya ellerini yıkaması, gün içinde sürekli kirlendiğini hissedip banyo yapma isteği oluşması ve uzun banyo süreleri gibi aşırı olan durumlar söz konusu ise dikkat edilmesi gerekmektedir.

İçeriğimize gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederiz =)