SÖYLEŞİ
Dyt. Mehlika Öktem Boz

Dyt. Mehlika Öktem Boz'a Koronavirüs salgını süresince bağışıklık sistemini güçlendirici beslenme hakkında sorular sorduk.

Cevaplarına göz atmak ister misiniz?

Dyt. Mehlika Öktem Boz - Profil

Dyt. Mehlika Öktem Boz

Diet Time Polikliniği kurucu diyetisyeni Mehlika Öktem Boz 2004 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun oldu. Eğitim hayatı boyunca Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin farklı klinik ve polikliniklerinde toplu beslenme hizmetinde bulundu. Endokrin ve dahiliye polikliniklerinde klinik diyetisyeni olarak görev aldı.2004 yılında özel bir zayıflama merkezinde obezite tedavisinde diyetisyen olarak çalışmaya başladı.2005 yılında Türkiye'de bir diyetisyenin kurduğu ilk poliklinik olma ünvanına sahip Diet Time Polikliniğini açtı. O tarihten bu yana profesyonel ekibiyle danışanlarına sağlıklı beslenme ve diyet hizmeti sunmakta ve kurumsal beslenme alanında farklı sektörlerle işbirliği içerisinde çalışmalar yürütmektedir.

Profile Git >>

Koronavirüs salgınını yaşadığımız bu dönemde bize kişisel deneyiminizden bahseder misiniz?

İlk başta bir belirsizlik olarak ortaya çıkan bu durum bir panik havasını beraberinde getirdi. Hem kendim hem ailem için ne yapacağım korkusu yaşarken bir yandan da danışanlarımıza nasıl yardımcı olabilirim diye araştırmalara son sürat başladım. Yabancı kaynaklar, yayınlanan makaleler, beslenme rehberleri ile bu dönemde bağışıklık sistemini nasıl koruyabileceğimiz, hangi takviyelerin yapılması gerektiğini araştırdım. Bu sayede kendi bilgilerimi danışanlarımla ve sevdiklerimle paylaşma imkanı buldum.

Hayatınızda neler değişti ve bu değişime nasıl ayak uydurmaya çalışıyorsunuz?

Diet Time’da online diyet sistemimiz zaten mevcuttu. Bu sistemi şehir dışı ve yurtdışı danışanlarımız için kullanırken aynı şehri paylaştığımız danışanlarımız için de uygulanabilir hale getirdik ve ofisimizi evlerimize taşıdık. Evde iki küçük çocukla beraber aktif olarak nasıl çalıştığımı görseniz beni kesinlikle tebrik edersiniz. Sosyal hayatımızın olmaması, home ofislerin kurulması aslında en temel değişimler benim için. Kaygı düzeyimizin arttığı bu dönemde danışanlarımıza destek olma durumunu çok önemsiyorum. Onlara yalnız olmadıklarını söylüyor ve sadece zayıflamak için değil bu dönemde sağlıklı beslenme, vitamin mineral takviyeleri konusunda yardımcı oluyorum. Evde de ofis çalışma disiplinimi ve yoğunluğumu sürdürmem bu duruma adapte olmamı oldukça kolaylaştırdı.

Dyt. Mehlika Öktem Boz

Koronavirüs, yapılan araştırmalara göre bağışıklık sistemini zayıflatan bir hastalık. Bu sebeple beslenme sistemimizin bağışıklık sistemimizi etkilediğini düşünerek, nelere dikkat etmeliyiz?

Buradaki en önemli konu yeterli ve dengeli beslenme. Bu süreç başlayınca danışanlarımızın en çok korktuğu durum da zayıflama sürecinde bağışıklıklarının düşmesi oldu. Fakat bu işin uzmanları olarak diyeti sağlıklı beslenmeden ayırmadığımızın bir kez daha altını çizdik. Aksine şişmanlık bu hastalık riskini artıran bir faktör, o yüzden bu dönemde bizlere daha çok görev düştünü düşünüyorum. Önemli olan besin örüntüsünü iyi ayarlamak ve her besin grubundan dengeli tüketime özen göstermek. Tabi ki miktarlar kişilere göre farklılık gösterebilir. Fakat et grubu, süt grubu, tahıl grubu, meyve-sebze grubu gün içerisindeki beslenme planımızda mutlaka yer almalı.

Bu süreçte hangi meyve ve sebzeleri nasıl tüketmeliyiz?

Yapılan araştırmalar bu dönemde günlük C vitamini alınmasının bağışıklık sistemi üzerinde ciddi avantajları olduğunu göstermektedir. Bu yüzden maydanoz, biber gibi sebzeler; portakal, ananas, çilek gibi meyveler bu günlerde daha fazla önem kazandı. Meyvelerin suyunu sıkmak yerine posasıyla birlikte tüketebilmek için kendisini yemenizi öneriyoruz. Tabi ki miktara dikkat ederek. Günlük tüketiminiz 2-3 porsiyon şeklinde olabilir. Sebzeleri ise yemeklerin içerisinde kullanabileceğiniz gibi kahvaltıda söğüş şeklinde veya salatalarda tüketebilirsiniz. Şu an virüsün besin yolu ile geçmediği biliniyor. Bu yüzden her zamanki hijyen kurallarına dikkat ederek sebze meyve tüketimini sürdürebilirsiniz.

Bu süreçte su içmenin önemi ve bağışıklık sistemine etkisi nedir?

Su her zaman yaşamımız için olmazsa olmaz bir kaynak. Vücudumuzda besin taşınması, hücrelerin beslenmesi, kabızlığın önlenmesi gibi saymakla bitmez pek çok önemli görevde yer almaktadır ve tabi ki bağışıklık sisteminin güçlenmesi için önemlidir. Günlük 2.5-3 litre su tüketimi vücudumuzdaki tüm metabolik olayların devamında, besleyici maddelerin gerekli yerlere ulaştırılmasında ve her gün oluşan atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasında temel kaynaktır.

Yeşil çay, kefir, yoğurt gibi takviye gıda olarak alabileceğimiz besin önerileriniz var mı?

Bağışıklık sistemimizin güçlü olması bağırsak sağlığından geçiyor. Bu yüzden bu dönemde fermente süt grubu kefir ve yoğurt çok önemli besinler. Bunun yanı sıra C vitaminini kaynakları için turunçgiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler önemlidir. Çinko bağışıklık için önemli bir mineral kaynağıdır. Kırmızı et, balık gibi protein kaynakları mutlaka beslenmenizde bulunmalıdır. Ve tabi ki omega-3 yağ asitleri bu dönemde ihtiyacımız olan antioksidanlardan. Yağlı balık tüketimi veya ceviz, semizotu gibi besinlerle de günlük omega-3 alımınızı dengeleyebilirsiniz. Bu dönemde özellikle D vitamini bağışıklığımız için ön plana çıkıyor fakat bilindiği üzere D vitaminini besin kaynaklarından yeterince almak çok mümkün değil. Bu yüzden eğer doktorunuz veya diyetisyeniniz D vitamini takviyesi önermiş ise buna devam etmek ve balkonda belli zamanlarda güneşlenmek gerekmektedir. Antioksidan baharatlardan karabiber, zencefil, zerdeçal da yemeklerinize ekleyebileceğiniz önemli mikroorganizma savaşçılarıdır.

İçeriğimize gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederiz =)