Stresli Hastalarla/Danışanlarla Nasıl Doğru İletişim Kurabilirsiniz?

Stresli hasta/danışan ile nasıl iletişim kurulur

Ana konu insanlarla iletişim olduğunda diğer mesleklerde olduğu gibi hekimler ve uzmanlar olarak sizlerin de zorluklar yaşadığınızı biliyoruz. Mesleğinizin getirdiği diğer zorlukların yanında bir de hasta/danışan ile yaşadığınız iletişim problemleri can sıkıcı olabilir. Biz de sizlerin hayatını kolaylaştırabilmek için bazı ipuçlarıyla hasta/danışan iletişiminizi kolaylaştırmak istiyoruz. Hazırsanız başlayalım!

1) Aynı Perspektiften Bakmaya Çalışın

Çoğu zaman hastalar ve danışanlar olaylara, hastalıklara ve içinde bulundukları duruma sizlerin baktığı gibi bakmaz. Yani algılama şekliniz ve bakış açınız tamamen farklı olabilir. Bu durumda eğer hasta veya danışan normalin dışında tepkiler ve hareketlerde bulunmamasına rağmen anlaşamıyorsanız, bakış açınızı değiştirmeye çalışın. 

Sizin için bir meslek olan ve günlük rutininize dönüşen şeyler hastanın veya danışanın çoğu kez ilk kez karşılaştığı şeyler olabilir. Dolayısıyla verdikleri tepkiler veya hissettikleri duygular sizinkilerle aynı olmayacaktır. Bu yüzden genel olarak hasta ve danışanlarla iletişiminizde ilk dikkat ettiğiniz şey minimum düzeyde empati kurmaya çalışarak onlarla aynı perspektiften bakmak olursa bir bağ kurmanız ve doğru şekilde iletişim kurmanız çok daha kolay olacaktır. 

2) Hemen Savunmaya Geçmeyin

Hastaların/Danışanların öfkesi muhtemelen ziyaretleri sırasında değil, hayatlarında devam eden başka bir şeyden tetiklenmiştir. Yani konuyu kişisel algılamayın. Bakış açınızı düz tuttuğunuzdan ve zihninizi karşılaştıkları soruna uygun bir çözüm üzerinde tuttuğunuzdan emin olun. Yanlış bir şey yapmadığınızı bilseniz bile, özen ve anlayışla yanıt vermek her zaman en iyisidir.


3) Basit Bir Dil Kullanın 

Hastaların/Danışanların hiç hoşlanmadığı şeylerden birisi de çok fazla tıbbi terim kullanılmasıdır. Sizin için günlük hayatın bir parçası olan sıradan kelimeler pek çok kişi için ne anlama geldiği bilinmeyen terimler. Dolayısıyla hastanıza veya danışanınıza durumu en kolay ve hızlı anlatacak kelimeler seçmeye özen gösterin. Ya da kullandığınız terimleri açıklamak için onlara zaman harcayın. Anlaşıldığınızdan emin olmaya çalışın.

4) Kendilerini Anlatmalarına İzin Verin ve Dinleyin

Çok fazla hastanız/danışanınız olduğunu ve her birinin başka bir hikayesi, kaygısı ve daha pek çok farklı değişkeni olduğunu biliyoruz. Her birini dinlemek ve bazılarının konuyu çok uzatmalarına müdahale etmek zorunda kalmak elbette sizin için zor bir süreç. Ancak aynı zamanda her birisinin başka bir kişi olduğunu unutmadan hikayelerini anlatmalarına izin verin. bir hasta ya da danışan sizin onu dinlemediğinizi veya umursamadığınızı düşündüğünde öfkelenmeye ve saldırmaya açık bir hale gelir. Bunu önlemek için tek yapmanız gereken ona saygı duyduğunuzu ve onu dinlemeye açık olduğunuzu göstermek. Ona yardım etmeye hazır ve açık olduğunuzu hisseden kişi de sizinle iletişime daha açık ve sakin olacaktır.

5) Beden Dili ve Göz Temasına Dikkat edin

Hastalarla/Danışanlarla göz teması halinde olmak ve hastanın/danışanın adını kullanarak konuşmak oldukça önemlidir. Bu açıklığı ve dürüstlüğü ifade eder. Mümkünse oturun. Bu, karşınızdakinin sorununu çözmek için zamanınız olduğunu gösterir. Vücudunuz duygularınızın hikayesini kelimelerinizden daha iyi anlatacaktır. Hastalar/Danışanlar kızgın olduklarında, muhtemelen sizin düğmenize de basarlar ve sizi de kızdırabilirler. İstediğiniz sonucu elde etmek için sözlerinizi, ses tonunuzu, beden dilinizi ve genel tepkinizi kontrol edebilmeniz için bu şekilde yanıt verdiğinizi fark edin.

6) Sınırları Siz Belirleyin

Durumu etkisiz hale getirirken kontrolü elinizde tutarak kendinizi, hastalarınızı/danışanlarınızı ve meslektaşlarınızı güvende tutun. Bir hasta/danışan giderek sinirleniyorsa ve durumun düzeleceğini düşünmüyorsanız, özellikle de yakın bir fiziksel saldırganlık riski olduğunu düşünüyorsanız, konsültasyonu sonlandırabilirsiniz.