Eğitim seviyesi yüksek, kalifiye işgücünün çalışma ve yaşam standartları daha yüksek olan ülkelere göç etmesi beyin göçü olarak tanımlanmaktadır. Sağlık çalışanlarının göçü, sağlık personelinin daha iyi bir yaşam standardı, daha yüksek maaş, ileri teknolojiye erişim ve daha istikrarlı siyasi koşullar arayışı içinde dünyanın farklı yerlerine hareketi olarak tanımlanmaktadır. Son yıllarda ülkemizde oldukça artan "beyin göçü" ve "tükenmişlik" kavramlarını sağlık çalışanları özelinde inceleyerek bunun nedenlerini birlikte inceleyelim istedik.
Sağlık sektöründe göçün temelleri; ekonomik ve politik faktörler, küreselleşme, teknolojik gelişmeler, toplumun artan beklentileri, nüfusun yaşlanması, hastalık örüntülerinin değişmesi şeklinde gruplandırılabilir.
Tükenmişlik ile ilgilenecek olursak da; Türkiye Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet Çalışma Birimi tarafından hazırlanan rehbere göre; sağlık çalışanlarında tükenmişlik 3 boyutta inceleniyor.
Tükenmişliğin 3 Boyutu
Duygusal Yorulma: Çalışma koşullarının getirdiği duygusal yük her geçen gün biraz daha artabilir. Sağlık çalışanı bir sabah uyandığında o günü tamamlayabilecek duygusal gücünün kalmadığını hissedebilir.
Duyarsızlaşma: Normal koşullarda sağlık çalışanı hastaların acıları, endişeleri ve diğer sıkıntılarına karşı duyarlıdır. Ancak kriz durumlarında sağlık çalışanı, hastaların sıkıntıları ile artık bir insanın taşıyamayacağı kadar yoğun biçimde karşılaşırsa hastalarının insani tarafına dair duyarlı olma gücü tükenebilir. Bu durumda kendisini hastalarına karşı duyarsızlaşmış, onların iyiliğini gözetemeyen, onlara kolay öfkelenebilen bir halde bulabilir.
Başarısızlık: Kendini başarısız ve yetersiz olarak değerlendirme halidir. Özellikle kriz durumlarında, tedavi desteği yetersiz kaldığında, tedavi yanıtı düştüğünde ve kendisini duyarsız hissettiğinde sağlık çalışanı kendisini başarısız olarak hissedebilir.
Tüm bu tükenmişliğin yanı sıra elbette sağlık çalışanlarını göç etmeye iten başka etmenler de var.
Türkiye'den Giden Sağlık Çalışanlarının Oranı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2021'de, 103 bin 613 Türk vatandaşı ülkeyi terk ederken bu sayı 2022'de 139 bin 531'e çıktı. Ayrılanlar arasında en büyük grubu 25-29 yaş arasındakiler oluşturdu.
Mesleklerini/öğrenimlerini yurt dışında devam ettirmek isteyen tıp doktorları TTB’den “İyi Hal Belgesi” isimli bir belge talep ediyor. Türk Tabipler Birliği’nin 2 Ocak 2023’te yaptığı açıklamaya göre İyi Hal Belgesi talep eden ve belge verilen hekim sayısı 2022’de 2021’e kıyasla yüzde 91 artış göstererek 2685 oldu. 2023’ün ilk üç ayındaysa İyi Hal Belgesi’ne başvuran hekim sayısı da doktor göçünün artış eğiliminde olduğunu gösteriyor. Ocak-Mart 2023’te İyi Hal Belgesi’ne 700 hekim başvurdu. 2685 doktorun göç ettiği 2022 yılının aynı döneminde bu sayı 567’ydi.
Türkiye’de tıp fakültesi öğrencileri üzerinde yapılan bir çalışmada çarpıcı olarak öğrencilerin çoğunluğunun (%94) yurt dışında hekimlik yapmayı düşündüğü, yaklaşık yarısının (%46) bu konuda kararlı olduğunu belirttiği ortaya konmuştur (Erdoğan Kaya vd., 2023). Başka bir çalışmada ise, hekimlerin %67’sinin önümüzdeki beş sene içinde yurtdışına gitmek istediği ortaya konmuştur. Hekimlerin %59’u ise geçtiğimiz bir sene içerisinde halihazırda çalıştığı kurumdan yurtdışına gidenler olduğunu belirtmiştir.
Ekonomik Faktörler
Türkiye'de özellikle hekimler başta olmak üzere sağlık çalışanlarının göç etmelerindeki önemli sebeplerinden birisi de ekonomik belirsizlik ve yetersizlik. Üstelik bu yalnızca kişisel olan kazancın değil sektördeki eksiklerin de bir yansıması. Sağlık sektöründe yapılmayan iyileştirmeler de sağlık çalışanlarını buradan uzaklaştırmaya doğru itmekte.
Beyin göçü kavramının başlıca nedenlerinden olan "ekonomik sebepler" başka bir ülkede aynı işi yaparak daha fazla para kazanmak ya da kazanılan para ile satın alım gücünün artması üzerine kurulu. Sağlık sektöründe de durum bu şekilde. Buna ek olarak yukarıda bahsettiğimiz tükenmişlik ve tükenmişliğe yol açan diğer faktörler devreye giriyor.
Teknolojik Gelişmeler
Sağlık alanındaki yeniliklerin çoğu teknolojik gelişmelerle bağlantılıdır. Beyin göçü kapsamında ele olacak olursak da sağlık çalışanları, özellikle de hekimler görevlerini yerine getirebilmek için teknolojik gelişmelere paralel olarak yeni yeterlilikler elde etmek durumundadır. Bu yeterlilik gereksinimi sağlık alanında duyulan işgücü ihtiyacını ve hareketliliği de beraberinde getirebilmektedir.
Daha iyi teknolojiye sahip ülkelere ya da teknolojiyi daha çok boyutlu kullanabilen ülkelere bu nedenlerle yapılan göçlerin sebebine "teknolojik gelişmeler" diyebiliriz.
Bu yazımızda çok genel hatlarıyla sağlık çalışanlarında beyin göçünün nedenlerine değinmeye çalıştık ve son yıllarda ülkemiz için ciddi bir konu haline geldiğini göstermek istedik.